28 Mayıs 2013 Salı

Maldivler Ocak 2013

Sömestir tatilinde annemle Maldivlere gittik. Maldivler 1000’den fazla adadan oluşan bir ülke. Uçağın indiği havaaalnı adasından bir yere gitmek için tekne gerekiyor. Biz de kaldığımız adaya gitmek için otelin teknesine bindik. Hint Okyanusu'nun ortasındaki bu ülkeye gitmemizin nedeni buradaki tropik balıklarımerak etmemizdi. Ayrıca orada rengarenk mercanlar vardı.

Otelimiz havaalanına yarım saat uzaklıkta bir köydeydi. İsmi Maafushi adasıydı. Burada Maldivliler yaşıyor. Bizim kaldığımız otel küçük bir ev gibiydi. Plaj otele çok yakındı ve  kumları bembeyazdı. Kumlar beyaz olduğu için su da turkuaz rengindeydi. Burada plaj olan yerler hep sığ ve bir süre yürüdükten sonra derinleşiyor. En güzel yanı bu sığ sularda mercanların olması ve sadece şnorkelle bu mercanların etrafına toplanan balıkları görebilmemiz. Eğer daha fazla keşif yapmak isterseniz, sığ suların bittiği ve derinliğin başladığı yere gidebilir ve daha farklı balıklar görebilirsiniz.

Benim için burası tam bir cennetti ve Nemo filmindeki Dori ve Gill’i gördüğüme çok sevindim. Burada çocukların hoşuna gidebilecek her şey var. Otel bizi bir gün bir mercan kayalıklarının ortasına götürdü ve burada iki saat şnorkelle keşif yaptık. Aslında deniz kaplumbağası görmek istiyordum ama biz dolaşırken gelmediler. Onun yerine sürüler halinde bir sürü rengarenk balık ve deniz yıldızları gördük

Eğer isterseniz buradaki her dükkanda bir broşür satıyorlar. İçinde Maldivlerde görebileceğiniz tüm balıkların resmi ve ismi var.

Biz bir başka gün de bir başka adaya gittik. Burada bir otel vardı ama isteyen dışarıdan da ziyaret edebiliyordu. Bu adada da çok ünlü olan kardinal balığı varmış fakat akıntılı bölgede olduğu için biz gitmedik. Deniz o kadar temiz ve güzelki şnorkel takmadan bile mercanlar ve balıklar görünebiliyor. Biz ayrıca sığ suların bittiği yere de gittik şnorkelle ve derin denizin başladığı yeri de gördük. Buraya vatozlar da geliyormuş ama biz oradayken onları göremedik.

Bu adada ayrıca çok değişik kuşlar ve ağaçlar da vardı. Kuşlar sahilde insanların arasında rahatça dolaşabiliyorlar. Ağaçlar ise benim şimdiye kadar görmediğim güzellikteydi. Kumda büyüyen bu ağaçların yaprakları çok parlak, gövdeleri kocaman ve dalları da boldu. 

Maldivlerin tek kötü yanı ise köyde köpeğin yasak olmasıydı. Dini inançlarına göre adada köpek yaşamıyormuş. Ben köpekleri çok sevdiğim için buna üzüldüm.

Burada doğal hayatı korumak için çok çaba harcıyorlar. Mercanları korumak için  her broşürde uyarı yazısı var. Denizi ve mercanları  kirletenler çok büyük ceza alıyormuş. Ayrıca Maldivlerin bir gün sular altında kalacağını düşünenler de var.

Biz dönerken sabah erken saatte denizde balık tutuyorlardı. Türkiye’de hep kıyıdan oltayla balık tutulduğunu görmüştüm burada ise bir sürü balıkçı denizin içine girmiş ellerindeki ağlarla kıyıya çok yakın yerden balık tutmaya çalışıyorlardı.
Dönüş için havaalanı adasına giderken okyanusta ayrıca uçan balık da gördük. Bence Maldivler dünyanın en güzel ülkesi. Deniz ve balık seven çocuklar için tam bir cennet.