Annem. anneannem, arkadaşım Tibet ve annesi Melike ile
Cenova Akvaryumuna gittik. Cenova eskiden Avrupa’nın en ünlü denizci
şehirlerinden biriymiş. Şehrin tam ortasında büyük ve eski bir liman var.
Akvaryum bu limanın tam ortasında gemiye benzeyen bir binaydı. Burası öğrendiğimize
göre İtalya’nın en büyük, Avrupa’nın ise ikinci büyük akvaryumuymuş.
Ben daha önce İstanbul, Barcelona. Londra, Monaco ve Paris’te akvaryum gezmiştim. Burası onlardan çok daha büyük ve farklıydı. Akvaryumun içinde çok fazla su canlısı vardı ama esas farkı, içinde kuşların ve böceklerin de olmasıydı. Hatta akvaryumun hemen yanında bir de Biosfer vardı.
Ben daha önce İstanbul, Barcelona. Londra, Monaco ve Paris’te akvaryum gezmiştim. Burası onlardan çok daha büyük ve farklıydı. Akvaryumun içinde çok fazla su canlısı vardı ama esas farkı, içinde kuşların ve böceklerin de olmasıydı. Hatta akvaryumun hemen yanında bir de Biosfer vardı.
Akvaryumda benim en çok hoşuma gidenler denizanaları ve penguenlerdi. Denizanaları çok çeşitliydi,
penguenler ise çok oyuncu. Sürekli suya atlayıp hızla yüzüp bizi eğlendirdiler.
Her denizin canlısı ayrı bölümlerde sergileniyordu ve en renkli balıklar mercan
kayalıklarında yaşayanlardı. Beni üzen ise yunusların çok sınırlı bir alanda
yaşamalarıydı.
Akvaryumun içinden geçilen ayrı bir bölüm ise bizim için
tam sürpriz oldu. Burası iklimi sıcak bir orman bölgesiydi ve etrafımızda kuşlar ve kelebekler vardı.
Eğer Cenova Akvaryumuna giderseniz burayı sakın kaçırmayın. Orada çok uzun vakit
geçirebilirsiniz. Kuşlar ve kelebekler insanlardan korkmuyor ve sizin
etrafınzda dolaşıp hatta elinize bile konabiliyorlar.
Akvaryum gezimiz bittikten sonra hemen yanındaki
Biosfer’e geçtik. Burası cam küre içinde bir sürü ağaç ve kuş olan bir yaşam
alanı. İçinde şimdiye kadar sadece belgesellerde gördüğüm kuşlara rastladım. Çok değişik bitkileri de burada görebilirsiniz. Cenova çok güzel bir şehir. Akvaryum gezisinden sonra şehri gezebileceğiniz küçük bir trene de binebilirsiniz. Bütün Cenova'yı dolaşıyorsunuz.